Resim: Springtime - Pierre Auguste Cot(1873)
-I-
Bir şeyleri değiştirmeye gücün yetmiyorsa, bırak aksın yatağında. Ama boş da durma; şartların seni değiştirmesine, yozlaştırmasına izin verme. Ne gerekiyorsa yap, acı çek, sev ve terk et. Yine de dile kolay olsa da, unutma; anlaman için değişimi kucaklaman gerekir ve insan gaflete kapılıp, bunu engellemeye çalışır. Mamafih değişimin önüne geçmeye çalışmak, çakıl taşıyla sel durdurmaya yeltenmektir, yeltenmeyeceksin: çünkü ne sel durur, ne de taş yerini bulur yalnızca kolun yorulduğuyla kalır.
-II-
Değiştirmek saplantısı, değişime direnç noktasıdır. Çünkü insan kendi doğruları doğrultusunda ilerlediği için, değişimi hep başkalarından beklemektedir. Değişim mutlak doğru olan kişinin, mesih olarak yanlışları düzeltme macerasıdır. Oysa ne demiş Dostoyevski: Gençler yüksek idealler için canlarını vermeye dahi hazırlar; ama kendilerinde yanlış olan bir şeyi düzeltmek için parmaklarını dahi kıpırdatmazlar. Kendinde ara, kendinde bul ve kendinde çöz. Her insan bir dünya ise, dünyayı değiştirmeye kendi topraklarından başla.
-III-
Mutsuzluk için bahaneler arama, mutluluk için çözümler bul. Çünkü mutsuzluk kolaycılıktır, mutsuz olmak için çaba harcamaya gerek olmaz. Taklit ederek ve kendini şartlandırarak başarabilirsin. Ama mutluluk, ki özellikle paylaşılacaksa; en zorudur. Dinlemeye hazır birini bulmak ve yargılanmadan kendini anlatmak, herkesin arzusudur. Uzun uzadıya içini dökmek, ardından huzurlu bir şekilde boynuna sarılmak. İki tarafın da manevi tatmini vardır; bulmalısın payını. Benliğini kuşatan yargılara ve içini dolduran cümlelere paydos deyip, her an yeniden doğmaya hazır bulunmalısın. Bu yol, kendi mutluluğuna ulaşmaktan da zordur; çabalamalısın. Tüm bunları aşıp, birlikte mutlu olduğun birinin tebessümüne tanık olduğunda da; hazzın doyumuna varmalısın.