27 Ocak 2015 Salı

Demokrasi ve Entellektüel Masallar

Demokrasi
Sözlük anlamı halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimidir. Demos ve Kratos kelimelerinin birleşimi ile oluşur. Demos antik yunancada halk demektir, kratos ise hükmeden güç anlamına gelir. 
Abraham Lincoln;
Demokrasi, halkın halk tarafından halk için idaresidir" demiştir.
Peki gerçekten böyle midir?
Abd'li dilbilimci ve yazar Noam Chomsky'e göre bu tamamen yalandır. Ona göre;
"Yönetim ne halkındır, ne halk tarafından yapılır, ne de halk içindir.Demokrasi, bizim sizden yapmanızı istediğimizi yaptığınız sürece istediğinizi yapmakta özgür olduğunuz bir düzendir."
Peki burada vurguladığı "biz" kimdir?
Demokrasi kavramını duyunca hepimizin aklında Başkan Lincoln'ün sözünde ki devlet kavramı belirir. Demokrasi düzenli aralıklarla gerçekleştirilen seçimlerde oy verip kendi erk sahibimizi seçtiğimiz sempatik despotizm. Uğruna nice canların yittiği diğer kavramlardan ne üstünlüğü var. Sizce oy verince özgürleşmiş mi oluyoruz? 
Gerçekten seçme şansımız var mı?
"Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı."
Emma Goldman

Her kavramın alt metninde burjuva sınıfı ve onun ihtirasları yatar. Demokrasi bu kavramların en kötüsüdür. Çünkü ortada bariz ama bir o kadar da ilüzyonlarla süslü bir kavram vardır. Demokrasi insanın insanı köleleştirmesinin modern ismidir. Algı operasyonları ile bu bariz gerçeği kolaylıkla saklarlar.
"Basit gerçekler, entelektüeller, hükümet temsilcileri ve medya işbirliğiyle 'ayak takımını' uzak tutmak için anlaşılmaz bir dilin gerisinde gizlenmektedir."
Noam Chomsky

Entellektüel kesim ; oligarkların ve erk sahiplerinin söylemlerini allayıp pullayıp karmaşıklaştırarak pazarlamada önemli yere sahiplerdir. Avam(Halk) kesime karşı lümpen tavır takınırlar ve gönüllü esareti aşılarlar. Her entellektüel aynı haysiyetsiz tutumu sergilemez lakin teorik geleneği olmayan aydın bukalemun özelliği gösterir.

Entelektüellerin binlerce yıldır süregelen görevi insanları pasif itaatkar cahil ve güdümlü hale getirmektir. 
Noam Chomsky

Bukowki'nin söylemiyle, entellektüel; basit bir şeyi karmaşık söyleyebilen kişidir. 

Bu çarpık algıyı oluştururken kullandıkları en önemli silah ise sahte 'fikir özgürlüğü' söylemleridir. Medyanın görevi "Her birey kendi yaşam şeklini belirleme de ve verdiği her kararda özgürdür." Sloganını insanların içselleştirmesini sağlamaktır. İşte bu slogan ve bireyin egoist(benlikçi) hale getirilmesi ile perde arkasında dönen oyunlar gizlenir.
Oscar Wilde bu konuyu şöyle yorumlamıştır. 
Geri kalmış demokrasiler için: "Herkes fikrini söyler, kararı ben veririm. Burada demokrasi var."

Bize düşen görev ve sorumluluk kavramlarla kurulan bu ilüzyondan sıyrılıp zihnimizi özgürleştirmektir.Demokrasinin kusurları, yine demokrasi ile kapatılır.
Okumalı ,öğrenmeli ve bize anlatılanla yetinmeyip dünyayı kendi aklımızla tanımalıyız.
Yazıyı Eflatun'un ünlü özdeyişiyle bitirmeliyim.

Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiyegeçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.