4 Kasım 2020 Çarşamba

Bekleyiş

-I-

sana gelen yollar mühürlü 
kelimeler Nil'in kucağında 
gözleyen bizi ölümün rengi 
belki bir poşet belki de kedi 
taştan yürekler bırakan ardında

ellerini uzattın, zaman uzadı 
uzandı ötelere, ötelerde kaldı
ardından bir ses duyuldu 
döküldü damla damla dizlerine
umudun kanatları toprağa serildi

oysa bilmezdim gözlerini
bakışlarında yıldızlar doğarmış 
acılar acıları doğurur 
zehir yüklü kalemler
zahiri kelam edermiş

coşkun bir sel akarmış
zihnin kör noktalarında 
insanı derinlerinden parçalayan 
hangi ozanın kayıp şarkısıymış
kanlı devrimlerin çığlığını bastıran 

yaz, zamanı, burada ölüler yeşerir
öylece dipsiz kuyulara atılır
nisan yağmurlarında ıslananlar
uzun bekleyişlerin bereketini 
günahların cazibesinde yitirir 


-II-

gecenin oyuklarından sızan 
çaresizliğin yakıcı tadı 
ruhumun boşluklarına dolan 
ve biçimsiz gölgeleri kuşanan
kapanmak bilmeyen yaralar 

eşikte kanatları çırpınsa 
doldursa doludizgin sözlerimi
çıkagelse düşlerden umarsız
tenimi dokunuşlarıysa sarıp
ummanın kıyılarına bıraksa

nisan'ın 14'ü sırtımda ağır yük 
ellerimde bulutların nemi salınır 
oysa sabaha karşı uyanıp
İlk ışıklara gözlerimi araladığımda
yalanla gerçeğin ayırdına vardım 

kanatları açıldı küçük bir kuşun 
caminin minaresinden ayrıldı 
meydanda mahşeri kalabalık 
gözlerindeki anlamsız akisle
düşüşünü gören olmadı 

halbuki bir çırpıda söylemeliydim 
beklerken unutmaktan korktuklarımı
fakat ansızın gördüğümde yüzünü
sessizliği perde perde dolduran 
yağmurlarına sarılıp savruldum

bana şehrinin kapılarını aç
sokaklarında ruhum gezinsin
bana rüyalarını anlat
hatırladığımda gerçekleri
hayallerinin buğusuna kapılayım

bana kadim hikayelerden anlat 
ellerim suyun tuzuyla dolsun 
düşürme yüzünü umutsuzluğa 
rüzgarlara saldığın hatıran 
aciz yüreğimi baştan doğursun

Dinlemek için: