Zaman,
O beni daha da öldürdü; şimdi ben yaşayan bir anıyım. Şimdiler de sizlerin asla göremediğim müphem bir sanrıyım. Aslında ben cennetinden sürgün bir tanrıyım. Ben kuralların olmadığı o cennetin dört yanındayım. Ben olay örgüsünü şekillendiren bir zaman akışına bakıpta, sadece yaşanacaklara odaklanmakla yetinemeyenim. Yaşamak değil benim gayem, neden yaşadığını anlamak. Ukalaca fikirlerle süslüyorum metinleri biliyorum. Ben hadsizlikle, ölçüsüzlükle ve aşırılıkla yargılanananım. Çünkü ben kendim olunca günah oluyorum, lanet oluyorum. Fakat ben sadece, bu yolla kendim oluyorum. Çünkü ben yeri geldiğinde ıssız bir sokakta tek başına kalan küçük bir çocuk oluyorum. Çünkü ben gözyaşlarıyla, ölümü kucaklayan genç bir beden oluyorum. Çünkü korkuyorum ama kendime gram acıma da duyamıyorum. Bazen sizinle toplu taşıma araçlarındayım, evdeyim, alışverişteyim ama bir türlü aranıza karışamıyorum, yaşayamıyorum ve kabullenilmiyorum. Çünkü sırf kendim olduğum için öldürülüyor, yok sayılıyorum. Çünkü ben sizin gibi olamıyorum. Ben sizler için, değersiz bir et parçasıyım; sizin değer yargılarınızda saklanılması, kontrol altında tutulması gereken bir eşyayım. Çünkü ben aslında BEN değilim. Biz dediğiniz, şahsımı benimsemediğiniz saçmalığa mahkum bir hiç olmalıyım.
O beni daha da öldürdü; şimdi ben yaşayan bir anıyım. Şimdiler de sizlerin asla göremediğim müphem bir sanrıyım. Aslında ben cennetinden sürgün bir tanrıyım. Ben kuralların olmadığı o cennetin dört yanındayım. Ben olay örgüsünü şekillendiren bir zaman akışına bakıpta, sadece yaşanacaklara odaklanmakla yetinemeyenim. Yaşamak değil benim gayem, neden yaşadığını anlamak. Ukalaca fikirlerle süslüyorum metinleri biliyorum. Ben hadsizlikle, ölçüsüzlükle ve aşırılıkla yargılanananım. Çünkü ben kendim olunca günah oluyorum, lanet oluyorum. Fakat ben sadece, bu yolla kendim oluyorum. Çünkü ben yeri geldiğinde ıssız bir sokakta tek başına kalan küçük bir çocuk oluyorum. Çünkü ben gözyaşlarıyla, ölümü kucaklayan genç bir beden oluyorum. Çünkü korkuyorum ama kendime gram acıma da duyamıyorum. Bazen sizinle toplu taşıma araçlarındayım, evdeyim, alışverişteyim ama bir türlü aranıza karışamıyorum, yaşayamıyorum ve kabullenilmiyorum. Çünkü sırf kendim olduğum için öldürülüyor, yok sayılıyorum. Çünkü ben sizin gibi olamıyorum. Ben sizler için, değersiz bir et parçasıyım; sizin değer yargılarınızda saklanılması, kontrol altında tutulması gereken bir eşyayım. Çünkü ben aslında BEN değilim. Biz dediğiniz, şahsımı benimsemediğiniz saçmalığa mahkum bir hiç olmalıyım.
Yüreğine, kalemine sağlık Emre'ciğim. Ne kadar güzel yazmışsın. Yüz değil bin yıllardır kadına toplumun, özellikle (sen alınma sakın, söz meclisten dışarı) erkek dünyasında erkek bakış açısı bu yazdığın gibi maalesef....:((
YanıtlaSilAnlamak bu kadar beni yoruyor iken, bu durumu yaşayan kadınların yani asıl insanlığın sesi olabildiysem ne mutlu bana.
SilTeşekkür ederim.
Acımasız çarkın dişleri arasında öğütülen kadınla empati.
YanıtlaSilOlan biteni anlamak yorucu sahiden.
Hiçbir kadının ''hiç'' olmaması dileğiyle, kalemine sağlık.
Evet, empati kurmak bile gerçekten çok zor fakat susmamak lazım geliyor.
SilTeşekkür ederim.
ay dur bak yanda gördüm de salinger pancar tarlasındaki çocuklar allam yaa valla kahkaha attım allah seni napmasıın :)
YanıtlaSilYeni fark ettim ve düzelttim. Teşekkür ederim :)
YanıtlaSilheey son yazıma baksana biii. bir de son yazımın yorumlarında sana bi mesaj da vaaar :)
YanıtlaSil