Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir der Goethe ünlü Faust'unda. Çektiğim acıları anlamlandıran işte bu sözler oluyor, gerisi lafügüzaf. Defaatle aynı batağa saplanıyor, kitaplara sığınıp, yok oluşu bekliyorum. Hayatım varoluş ve yokoluş üzerinde dengeyi bulmak çabasıyla tükeniyor. Hayvandan üst insana uzanan bir köprüyse insan, çürüyen demirlerden biri ben miyim? Sorulardan kurtulsam, belki de cevaplara kavuşacağım. Ya da cevap aramayı bıraksam, verdiğim cevapların kifayetsizliğine ikna olacağım.
Makus kader bana ben olamadığım bir deri giydirdi. Ve tanrı kadını yarattı, oyunun kuralını bozdu. Herkesin sahneye çıktığı dünyada rolleri bir türlü doğru taksim edemedi. Zamanın gözenekleri arasından usulca akan hayata, iltihaplı bir 'ben' zerk etti. Kanserli hücre gibi büyüdüğüm evrende, yıldız sandıklarım karanlığına yuttu, tüketti enerjimi.
Uzun geceler, uzun düşünceler demektir. Kimisi sevişir, başka bedenlerde arar; kimisi dumanın seyrelen buğusunda karanlığa dalar. Neticede hepimiz günahın ve ayıbın sorgusu içindeyiz. Yaptıklarımız, düşündüklerimizi kara tahtaya yazar, sonra döner ve yeniden mücrim oluverir. Bencil olmak, bilinçsiz olmaktan fena mıdır? Bilinçsiz iyilik, bilinçli kötülüğe yeğ midir? Her gün ölüme daha da yaklaştığım ve yüreğimi karanlığa kaptırdığım ömrüm, kötülüğün bile mükemmele ulaşma yolunda ilerliyorsa, sevildiğini gösterdi.
Sevmek yani, sevgi hiçbir şeyi çözmeyecek. Çünkü bizi sevecek yerlerimizden kırdılar. Oradan devam edip, tüm bedenimizi çürüttüler. Kokuşmuş fikirler yerleştirip, asalaklaştırdılar. Sevin, sevişin, eğlenin ama yaşamayı düşünmeyin. Çünkü düşünmek, düşmektir. Ve bir kere hakikatin içine düşerse insan, kalktığında Gregor Samsa'nın yalnız olmadığını öğrenir.
Makus kader bana ben olamadığım bir deri giydirdi. Ve tanrı kadını yarattı, oyunun kuralını bozdu. Herkesin sahneye çıktığı dünyada rolleri bir türlü doğru taksim edemedi. Zamanın gözenekleri arasından usulca akan hayata, iltihaplı bir 'ben' zerk etti. Kanserli hücre gibi büyüdüğüm evrende, yıldız sandıklarım karanlığına yuttu, tüketti enerjimi.
Uzun geceler, uzun düşünceler demektir. Kimisi sevişir, başka bedenlerde arar; kimisi dumanın seyrelen buğusunda karanlığa dalar. Neticede hepimiz günahın ve ayıbın sorgusu içindeyiz. Yaptıklarımız, düşündüklerimizi kara tahtaya yazar, sonra döner ve yeniden mücrim oluverir. Bencil olmak, bilinçsiz olmaktan fena mıdır? Bilinçsiz iyilik, bilinçli kötülüğe yeğ midir? Her gün ölüme daha da yaklaştığım ve yüreğimi karanlığa kaptırdığım ömrüm, kötülüğün bile mükemmele ulaşma yolunda ilerliyorsa, sevildiğini gösterdi.
Sevmek yani, sevgi hiçbir şeyi çözmeyecek. Çünkü bizi sevecek yerlerimizden kırdılar. Oradan devam edip, tüm bedenimizi çürüttüler. Kokuşmuş fikirler yerleştirip, asalaklaştırdılar. Sevin, sevişin, eğlenin ama yaşamayı düşünmeyin. Çünkü düşünmek, düşmektir. Ve bir kere hakikatin içine düşerse insan, kalktığında Gregor Samsa'nın yalnız olmadığını öğrenir.
Bencillik ve bi nebze olsun gaddarlık mutluluğu sunar insana. Bunu söylerim devamlı.
YanıtlaSilEvet, oyunu kuralına göre oynamak gerekli. Yoksa tutunmak zor.
SilYorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler :)
This world is definitely not for the faint of heart.
YanıtlaSilAmalia
xo
Yes, definitely we are not able to live in this world :(
SilPeace and love :)
her zamanki gibi harikasın Emre, tebrikler, keyifle okudum:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim nezaketin için, sevgiler :)
Sil"Sevmek yani, sevgi hiçbir şeyi çözmeyecek. Çünkü bizi sevecek yerlerimizden kırdılar. Oradan devam edip, tüm bedenimizi çürüttüler." Bunu çok sevdim. Bravo!
YanıtlaSilTeşekkür ederim beğenmenize sevindim, sevgiler :)
SilIlginc bir yazi olmus. Insan hayvandan evrimlesirken safligi ve iyiligi yitirmis sanki 😒
YanıtlaSilSanırım öyle...
SilTeşekkür ederim yorumunuz için, sevgiler :)
"Ve bir kere hakikatin içine düşerse insan, kalktığında Gregor Samsa'nın yalnız olmadığını öğrenir." Ne güzel bir final cümlesi olmuş. Kıskandım...Kitaplara Kaçanlar ada beklerim.
YanıtlaSilUzun zaman sonra döndüm, geliyorum hemen:)
Sil