Bazı anlar vardır, durmadan hatırlanır. İnsan, ister ki yeniden yaşayabilsin; yeniden yaşayıp da hatalarını düzeltebilsin. Oysa ki o hataların neticesinde bu noktaya vardığı gerçeğini değiştirmez düşündükleri: lakin saplandığı çaresizlik hissi, bataklık misali içine çeker, zihni kararır. Acaba demeye başlar önce, keşkeler gelir ardından; kendini suçlamaya başladığı anda ise, hayattan izole olmaya başlar. Öldürdüğü kişinin, öldürdüğü zamanı yani kendisi olduğunu anlamaz; nitekim o an anlasa bile umurumda olmaz: çünkü kaybettiğinin değerini de, kaybedeceğini değerine oranını, kar-zarar hesabını doğru yapacak durumda değildir. Hayatta da, hayattan da kaybeden olduğunu fark ettiğinde ise önüne bir yol ayrımı çıkar: ya zor olanı yapıp yoluna devam edecektir, ya da geçmişi yük edip dibe çökecektir. Hayatın özeti de bu kırılma noktalarında verilen kararlardan ibarettir işte; yılların hesabını bir an verir ve belki de bir ömür faturasını ödersin.
Ne kadar da doğru tespitler var içerisinde.. Bugünlerde sıklıkla bazı anlarda takılıp kalıyorum, aklım hep geçmişte...
YanıtlaSilHepimiz öyleyiz maalesef, geçmişi yaşıyoruz mütemadiyen...
SilTeşekkür ederim iltifatınız için, sevgiler :)
Ah o anlar.. hayat çizgimizin kırılma noktaları..
YanıtlaSilSanırım herkesin hayatı, benzeri yollardan geçiyor...
Sil