29 Ekim 2017 Pazar

İklimler Arasında

taken by Emre Bozkuş

annem derdini
suya anlat derdi
vermezmiş sırrını ele
bir kelimeyle başladım
heceye yuvarlandı
ve bir gece anladım
sözlerden kaçarken
kesif sessizlikte
kulaklarımda çınladı 
"yalnızlık" belirdi ardında
sıraladım tüm anıları
yalnızlık, yalınlaşmaktı oysa 
kaçtığın benliğinde
kendini bulabildin mi?


dinle o fısıltıyı
herkesin vardır bir hikayesi 
anlatacak kimsen yoksa 
aynalarla bakışırsın 
kör kuyulara düşer feleğin nazarı
sözlerden, söz seçip maharetle 
işlenir kara tahtaya
ki mahir ellerinde şekillenir 
kasvetli yazgılar
yarıklarından sızar vicdana

kaçınılması mümkün olmayan
satır aralarında bulunmayı bekler
ayağını sürgüne basarsın
karşında parıldar memleket
böyle karanlık çöktü mü hele
ışıkları iyiden iyiye efsunlanır
çağırır kendine geceler


şehrin ışıkları bir yanar bir söner
aklın sınırlarında gezinir
asrın sırrı mühürlü dudaklarda
boyanır durur tazeliğini
oysa köhneliğinde duyulur
yarım kalmış sevinçlerin
tok ve anlamsız eksikliği  
anıları, acılar depreştirir bir anda
kalıverir muhakemenin ortasında
pişmanlığın sağır edici yankısı
kandırır mı yanılmaz bilinci
çelikten irade, savrulur rüzgarda
izleri, şuura değin ardında


başlangıcı çürümenin 
ilk anda çatışır kendisiyle 
hasretle bakışmalar gelir de
çöker o tozlu nine sandukasına
sorsan iptidai bir yanılgı
açsa Pandora’nın kulakları çınlayacak
ve dillendirse meramını
melodiyi bakışlarında 
sözleri dokunuşlarında arayacak 
sahi kaybolanı 
ne zaman arar insan 
kaybolduğunu anlamadan
oysa kaybedense insan
hakikati elbet kavrayacak. 


zaman ve peşi sıra sürüklenen
o derin uğultu 
ıssız kavrayışla kuşanmış
aciz ben tortusu
düşünceleri iklimler arasında seyyah 
temelsiz çırpınışları kulağımda
tek bir çınlama ve sonrası muğlak
varlığı sayrılar deryasında
ilkel bir avcı gibi, tedirgin
bakışlarında sayılı zaman, 
bir o yana bir bu yana kaçırır 


oysa uzatsa elini bir başka zamana 
bir başka kendine uzanacak
tutsa o sözleri sıkıca
ruhunu, etinden ve kemiğinden sıyıracak
ve dinlese sesini
ilenmiş ruhların 
bahşedilmiş bu özgürlüğe
dokunulmamış yarınlar biçecek

çünkü dağların yamacında kesişir
zamanla, aşkınlığın yoğun hazzı
ırmaklar doğar bakışlarından
tende ölüm belirir 
yürekte fırtına


ki gün gelir bastığın yorgun toprak
çekilir parmakların arasından
ışıkları söner perde perde
gün gelir anı olur, sıyrılır sırtından
acılarla döşeli fani yol
zamana bedeldir çünkü
kimi anlar
öylece dikilir karşında


                                                          çünkü sessizliğin de sesi vardır
kanatlanır uzak iklimlerde
ki yüce bir davettir söylenir 
dillerden dillere bir yol
kadim bir yakarış 


rüzgarlara teslim ettiğin
eski çağın hazinesi
elbet alevlenir
ihtiyar deniz
o saadet günlerini anımsar
ufku delen bakışları
kim bilir, nerededir?

Dinlemek için:

13 yorum:

  1. Oooo döktürmüşsün arkadaşım, eline sağlık. Bu sefer şiir değil destansı olmuş çok yeteneklisin gerçekten. Tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim ablacığım, sevgiler :)

      Sil
  2. İklim geçişleri arasında kendine yol bulan güzel bir şiirdi.

    "kasvetli yazgılar
    yarıklarından sızar vicdana"

    Dizelerini bilhassa beğendim. Paylaşım için teşekkürler, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Güzel dizeler... Kaleminize sağlık.Anneniz doğru söylemiş bu arada. Suya anlatma yöntemini ben de deniyorum. İşe yarıyor.

    YanıtlaSil
  4. @ebemkuşağı
    Çok teşekkür ederim, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  5. Benimde hep babam derdi sırrına en iyi sırdaştır su diye. Hani öyle bir şiir olmuş ki "doğum ile ölüm arasında yaşadım ama ölümü tadıp tekrar doğdum" dercesine bir iç sancısı gibi. Gerçekten yeteneğin var fikrin var, içini dökecek mecalin bile var çok güzel. Kalemine sağlık bol umutlu mürekkepler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum, şiirden daha güzel olmuş kıskandım :)
      Şaka bir yana, çok güzel betimlemişsin, söyleyecek söz kalmamış. Teşekkürler :)

      Sil
  6. heeey hatırlamışsın bilokunuuuuu :)

    YanıtlaSil
  7. yorumuna , emeğine sağlık, güzel satırlar ...

    YanıtlaSil
  8. Sessizliğin sesini sulara fısıldayan bir seyyah olsaydım diye düşündüm bir an.
    Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil